1.06.2011

Kulluk ve Namaz

Kulluk ve en mühim olan namaz hakkında...

Abdiyyet: Kulluk makamı Evliyâlığın en yüksek makâmı, derecesi İyilikleri Allah-u Teâlâ’dan bilip kendinden bilmemek Allah-u Teâlâ’nın lütuf ve ihsânı ile Abdiyyet derecesine ulaşmak istiyen kimsenin, Peygamberimize (SAV) tam olarak uyması lâzımdır Bu yüce zirveye, o yüce peygambere tam uymakla kavuşulur Bu, Allah-u Teâlâ’nın bir lütfu olup, onu dilediğine ihsân eder (İmâm-ı Rabbânî)

Kulluğun en yüksek mertebesi abdiyyettir. İnsan kulluk vazifelerini yapmak için yaratılmıştır. Allah-u Teala’yı yaratıcı ve kendisini yaratılmış olarak bilmelidir. Bir kimsenin Allah’a kul olabilmesi için, O’ndan başka şeylere kul olmaktan, fani şeylere bağlanmaktan tamamen kurtulmak lazımdır. Bunun için “Velayet” yani evliyalık mertebelerinin en yükseği abdiyyettir. Allah-u Teala’nın ihsan ve keremiyle kendisine verilen iyiliklerin ödünç olarak verilmiş olduğunu anlayıp görür ve bu üstünlüklerin Allah’dan olduğunu anlarsa, o kişi yalnız kendinde kötülük bulur, kendisini daima kusurlu bilir. Kendiisinde hiç bir kemal, olgunluk göremez. Aynen çıplak bir kimsenin ödünç elbise alıp giymesi gibi olur. Çamaşırlarının ödünç olduğu kendisini o kadar kaplamış, etkilemiştir ki, hepsini sahiibinden, yani Allah’dan bilir, kendisini çıplak bulur. Üzerinde giyecekleri var ise de, o kul kendisini daima çıplak bilir. Çünkü verilen her şey emanet olarak verilmiştir.

Sahip olduğu bütün o emanetlerin, o zenginliklerin, o malın mülkün elinden çıkacağını bilir ve anlar. Böyle görüş sahibi olan zat, abdiyyet makamı ile şereflenmiş olur. Bu nedenle kendisini bu dünyada misafir gibi sayar. Allah-u Teala’nın haram kıldığı, yani yasak ettiği şeylerden sakınır, doğru yoldan ayrılmaz. Allah ve Resulunun bildirdiği: Namaz, Oruç, Zekat, Hac gibi emirlerini candan, gönülden yerine getirmeye çalışır. Hele beş vakit Namaz, dinin direğidir ve farz-ı ayndır.

Namazı önemle yerine getirmeye çalışır. Çünkü namaz, ruhun gıdası, kalbin şifasıdır. Namaz kılmak, Allah-u Teala’nın büyüklüğünü düşünmek, O’nun karşısında kendi küçüklüğünü anlamaktır. Bunu anlayan kimse hep iyilik yapar, hep iyilik konuşur, hiç kötülük yapmaz. Nefsine uyanın namazı sahih olsa da, sevabına, namazın meyvelerine kavuşamaz. Namazla yapılması emredilen her hareket kalbe ve bedene faydalar sağlar. Ruh cilalanır, parlar. Namaz, çirkin ve kötü olan, yasak olan şeylerden insanları meneder, uzak tutar. Günahlara kefarettir. Güzelliği diğer ibadetlerden ayrı olarak, “İman” gibi kendindendir. İnsanı Allah’a en çok yaklaştıran fiil ve ibadet, şüphesiz namazdır.